Daha Önce Hiç Pro Bono’yu Duydunuz mu? İK & İletişim

Kısa kısa

  • 59
    STK
  • 108
    Proje
  • 324
    gönüllüler
  • 1,539
    hour volunteered
  • 7
    şirket
  • 8
    STK özellikli

Tüm can dostlarımıza gönülden teşekkürler

Esin KAYNAĞINIZ

GÖNÜLLÜLÜK VE PROBONO ÇALIŞMAK

12.10.2015

l"Anlamsızlık duygusuna gelince, aşırı basitleştirme de olsa, insanların yaşamalarını sağlayacak çok şeyin bulunmasına karşın, uğruna yaşayacakları bir şeyin olmadığı söylenebilir. İnsanlar araçlara sahip ama amaçları yok. Özellikle, bugün işsiz olan insan kitlesini söz konusu ediyorum. Elli yıl önce, “işsizlik nevrozu” dediğim şeyden şikayetçi genç hastalarda gözlemlediğim özel bir tür depresyona ilişkin bir araştırma yayınlamıştım. Bu araştırmada, nevrozun gerçekten de ikili bir hatalı özdeşleşmeden kaynaklandığını gösterebilmiştim: İşsiz olmak, yararsız olmakla eşleştiriliyordu; yararsız olmak ise anlamsız bir yaşam sürmekle. Sonuç olarak hastaları, gençlik dernekleri, kamu kütüphaneleri ve benzeri işlerde gönüllü çalışma konusunda ikna etmeyi başardığımda, bolca sahip oldukları boş zamanlarını ücretsiz, ancak anlamlı bir uğraşla doldurmaya başladıkları an, ekonomik durumların değişmemesine, duydukları açlığın aynı olmasına karşın, yaşadıkları depresyon ortadan kalkıyordu. Bundan çıkan gerçek, insanın sadece refahla yaşamadığıdır."

Evet, bence de gönüllü olarak çalışmak, bu gönüllülere ihtiyaç duyan sivil toplum kuruluşları ve sosyal girişimlerden çok gönüllü olan kişilere daha büyük bir fayda sağlıyor. 

Gönüllü olarak çalışmak konusu son 10 yılda epey gelişti. Artık birçok STK’nın üniversite gönüllü grupları var. Bazı üniversitelerde STK’lar için gönüllü çalışılan zamanı ders kredisi olarak kabul edebiliyor. Yurtdışındaki üniversitelerden Türkiye’deki STK’larda gönüllü olarak çalışmak için gelen öğrenciler bile var. Artık binlerce gönüllü ile çalışan STK’lar olduğunu bile söyleyebiliriz. 

Gönüllü çalışmak için bir konuya gönül vermek gerekiyor. Kişiler, kendileri için önemli olan konularda gönüllü faaliyet gösterebiliyor. Bu gönüllü faaliyet aslında belli bir zaman süresine bağlı bir faaliyet değil. Yani aslında gönüllü olan kişinin bu faaliyete boş vaktinden ayırabildiği süreden bahsediyoruz. Bazen derneklerde bazı komitelerde görev almak veya belli ünvanlarla çalışmak için daha fazla zaman ayırmak gerekiyor ama yine kişiler aslında boş vakitlerinden ayırabildikleri vakti ayırıyorlar. Gönüllülük, amatör bir faaliyet diyebiliriz. Siz o faaliyet için daha önceden ayırmayı düşündüğünüz zamanı ayıramazsanız, o faaliyetler aksayacaktır ama bu sizin için herhangi profesyonel bir problem yaratmayacaktır. Belki sadece ileride o STK’da komitelerde görev almak konusunda belki ilk düşünülen kişi olmayacaksınızdır veya belli ünvanları elde etme konusunda tercih edilmeyeceksinizdir. Evet, o STK’nın işlerinin aksamasına neden olmuşsunuzdur belki ama muhtemelen sizin yokluğunuz yedeklenmiştir. Gönüllü olmayla ilgili olarak benim gözlemlediğim iki tespit var. Bunlardan birincisi STK’larda gönüllülerle ilgili devamlılık beklentisi de zaman zaman gönüllülerin demotive olmalarına neden olabiliyor. İkinci tespitim ise bazen sadece toplu resmin içinde gözükmek, isminin STK’nın faaliyet raporlarında gönüllüler listesinde yer alması için gönüllü olarak ismini yazdıran ama gönüllü oldukları konu ile ilgili toplantılara bile katılmayanlar olabiliyor. STK’lar ancak çok iyi bir gönüllü politikası oldukları zaman gönüllülerin enerjisini başarıya dönüştürebiliyor.

Bir de ProBono olarak çalışmak deyimi var. Latincede  “toplumun iyiliği için” anlamına gelen bu ifadeyi Amerikan filmlerinde veya dizi filmlerinde avukatların, özellikle sosyal konular veya avukatlık ücretini ödeyemeyecek kişiler için ProBono hizmet verdiklerine dair ifadeleri duymuşsunuzdur. ProBono çalışmak, bir sosyal amaç için veya alacağı hizmetin ücretini ödeme gücünde olmayan bir kişi veya kurum için profesyonel hizmetinizi ücretsiz olarak vermek anlamına geliyor. ProBono çalışmayı gönüllü olarak çalışmaktan ayıran en iyi ayıran husus, gönüllüler amatör bir hizmet veriyorken, ProBono çalışanların tamamıyla profesyonel bir şekilde uygun bir hizmet verdikleridir. ProBono hizmet vermek de bir gönül işidir ama buradaki en önemli husus ücretsiz olarak verilen hizmetle, ücretli verilen hizmet arasında bir kalite veya özen farkı olmamasıdır. ProBono hizmet deyince aklımıza ilk olarak avukatlar geliyor ama dünyada finansal danışmanlar, muhasebeciler, web sitesi tasarımcıları, proje yöneticileri, yönetim koçları, reklamcılar, grafikerler, mimarlar, eğitmenler gibi birçok profesyonel çalışan bu şemsiyenin altına girmektedir. 

Türkiye’de kanunlarda ProBono çalışmak konusunda herhangi bir düzenleme yoktur. Örneğin, muhasebecileri ele alırsak, kendi düzenlemelerine göre hizmet verdikleri yer bir dernek bile olsa tarifenin altında bir ücretle hizmet veremezler. Ancak aldıkları ücreti tekrar ilgili STK’ya bağış olarak geri vererek STK’ya ücretsiz bir hizmet verebilirler. Yurtdışında bazı uygulamalarda ProBono olarak verilen hizmetin bir bağış olarak görülüp vergiden düşülebileceğine dair uygulamalar vardır. Hatta bazı ülkelerde bazı meslekler için yılda belli bir zaman ProBono hizmeti vermek de mesleki zorunluluklar arasında yer almaktadır. 

Benim için ProBono olarak çalışmanın en önemli kısmı, bu hizmeti verecek olan kişinin hizmeti vereceği STK ile ilgili olarak gerçekten derin bilgilere ulaşma isteği. ProBono çalışanların bu isteğinin bir sebebi STK’nın amaçlarını, şeffaflığını, hesap verebilirliğini öğrenmek. Diğer bir sebebi de kendi verdiği ProBono hizmetin boşa gitmeyeceğinden ve ilgili STK’nın da kendi taraflarına düşen işleri eksiksiz ve zamanında yapıp ilgili projenin başarıya ulaşacağına dair bir kanaat sahibi olmak.

Türkiye’de STK’lara ve Sosyal Girişimlere ProBono hizmet verenlerin artmasını temenni ederken iki tarafı bir araya getiren Türkiye’deki tek kurum olan C@rma’nın (https://4carma.com/) yakından takip edilmesini tavsiye ediyorum.

Saygılarımla,
Besim Çalışkan 
SMMM
bc@besimcaliskan.com

http://www.projepanosu.com/yazar/konuk-yazarlar/gonulluluk-ve-probono-calismak/206.html