Platformumuz hayata geçeli yaklaşık 3 ay oldu… Eskilerden kalan kurumsal refleks yine kendisini ortaya koyuyor ve ben o “meşhur” 100 günlük süreye ulaştığımızı düşünerek geriye doğru bir adım atmak ve her şeyin yolunda gidip gitmediğinden emin olmak istiyorum.
“Asla yeterince iyi değil” … Geleceğe doğru bakarken, her zaman yapılması gereken bir şeyler olduğunu ve bunların henüz yapılmamış olduğunu görüyoruz… haber bülteni, öğrencilerin dikkatini çekmek için posterler hazırlanması, kurumsal firmaların aranması, STK’ların izlenmesi… Fakat geriye dönüp, son 100 gün içinde neler yaptığımıza baktığımızda, şimdiden ulaştığımız nokta konusunda hepinize müteşekkir olduğumuzu söylemeliyim!
Şu anda bize güvenen 20 STK var ve 5 – 6 tanesi de yakın zamanda aramıza katılacak. Bu STK’ların bizim “partnerimiz” olması çok da kolay olmuyor… İlk önce ilginç fikirleri olan bu yabancıya güvenmeleri gerekiyor; sonrasında da biz onlara birçok soru yöneltiyoruz: “denetçiniz kim, fonlarınızın kaynağı nedir, nasıl bir etki yaratmak istiyorsunuz, önceki yıllarda bunları nasıl yaptınız?” gibi sorular… (logolarına tıklayarak bütün bu bilgilere ulaşabilirsiniz)… Sadece Türkçe değil, üstelik İngilizce de. STK’ların harcanan çabaya değdiğini ve bunun uzun vadeli bir yaklaşım olduğunu fark ettiklerini düşünüyorum… Büyük bir kazanım için biraz sancılı bir süreç. Her birine çok teşekkürler!
20 tane gönüllülük fırsatı yayınladık (özetini burada bulabilirsiniz) ve 40’ın üzerinde başvuru aldık! Kim demiş Türk insanı gönüllük işleriyle ilgilenmez diye! Tabii süreç henüz mükemmel değil. Örneğin bazı gönüllüler sadece ne olacağını görmek için başvurmuşlar, bazı STK’lar gönüllüleri tamamen farklı bir gönüllülük fırsatı için aramışlar (ya da hiç aramamışlar). Bu işe başladığımız zaman, etkin bir sistem kurmanın yavaş yavaş olacağını biliyorduk, ama şunu söylemeliyim, eğer kolay bir şey olsaydı, yapmazdık! Burada tekrar gönüllülere ve STK’lara binlerce kez teşekkür etmek istiyorum! Onlarla iletişime geçilip geçilmediğini, kaç saat harcadıklarını, mutlu olup olmadıklarını, referans vermek isteyip istemediklerini sürekli sorduğum için gönüllü oluyorlar. STK’lar tarafında da tüm bunları kendi yöntemlerimle takip etme sistemimi oturtmaya çalışıyorum ve onların iş yapış biçimiyle benimki aynı olmayabilir, bu yüzden sabır kelimesinin anlamını her geçen gün daha iyi öğreniyorum…
Bağış? Emin değilim… Hala yapılacak şeyler olduğunu düşünüyorum ama zaman alacak. Türk insanının 5-10 TL gibi küçük rakamlar vermekten korktuğunu veya bundan utandığını, ama 100-200 TL’leri de olmadığını düşünüyorum, belki sebep bu olabilir. Siz ne düşünüyorsunuz? Bana düşüncelerinizi iletir misiniz? Örneğin “çalışanlarımızın %20’si 5 TL verirse 4 yıllık bir burs sağlayacağız” gibi bir kurumsal kampanyaya ne dersiniz? İşe yarar mı? Bunu yaz mevsiminden sonrası için düşünebiliriz.
Bu arada, ilk bağış projemizin (TOG- bkz.) teftiş sürecinin sonuna geliyoruz. Mazars Denge tüm belgeleri kontrol etti (ve çok sayıda olduğunu söyleyebilirim) ve pek çok soru sordu. Bu STK’lar için biraz bürokratik ama diğer taraftan, söz konusu olan güvense bunu yapmak durumundayız.
100 günlük sıkı bir çalışma sürdürdük ama web sitesine bakınca (teşekkürler Lemberg) inanılmaz mutlu oluyorum ve gönüllüler ve STK’lardan gelen güzel e-mailleri görünce doğru yönde gittiğimizi düşünüyorum.
Peki sırada ne var? Çok heyecan verici bazı projelerimiz var (ayrıca geliştirdiğimiz bir blog formatı var)… ama bunlardan bahsetmek için henüz erken… Bana şans dileyip yanımda olursanız hepsi gerçekleşecek… diğer yandan… yaz tatili! (Sosyal) bir girişimcinin tatil yapma hakkı var mıdır yoksa ciddiye alınmak için 7/24 çalışmalı mıdır? Aslında ben kararımı verdim… Ailem ve arkadaşlarımla zaman geçirip bomba gibi geri dönmek için dinlenmeye de ihtiyacım var!
Sandrine