Stratejik perspektif, stratejik düşünme ve stratejik planlama, bir STK’nın yaşam seyrinde bütünsel olarak yönetmesi önem arz eden üç temel alandır.
Stratejik perspektif, nasıl kar amacı güden bir organizasyon için var oluş biçimiyse, STK için de bir var oluş biçimidir. Bu da, STK’ların - tıpkı diğer kurumsal şirketler gibi – değişimi şekillendirmek için bilinçli seçimler yapmaları gerektiği anlamına gelir. Bu bilinçli seçimler doğrultusunda değişim sürekli takip edilir ve incelenir, içsel anlamda değerlendirilir ve değişime yanıt verilir. Stratejik perspektifi olan bir STK kilit paydaşlar karşısında doğru konumlanır: Farklı paydaşların çıkarlarını, STK’nın çıkarlarıyla dengeler. Değişimi pasif olarak kabul etmekten ziyade, değişimi yöneterek STK’ya rehberlik etmesini sağlar.
Bu süreç stratejik düşünme sürecidir: STK’nın sürdürülebilirlik ve başarı için mücadele etmesidir. Şu üç önemli etmen, bu süreci tanımlar:
- Dış çevrenin incelenmesi.
- Vizyon ve icraatın derinlemesine düşünülmesi.
- İç kapasitenin değerlendirilmesi.
Bütün bunlar, STK’nın aşağıdaki noktaların farkına varmasını sağlar:
- Değişimin hızı ve derinliği.
- Değişimin lineer olmayan doğası.
- Tahmin edilemezlik.
En nihayetinde stratejik planlama da, bu değişim farkındalığını nasıl uygulayabileceğimiz konusundaki detayların belirlenme sürecidir.