C@rma’yla ilk adımı attığımda hedefim, becerilerim üzerine yatırım yapacak kadar anlamlı, bununla beraber para kazanmayı da sağlayacak bir şey kurmaktı. Coğrafya veya ürün bazında şirketin gelişimiyle ilgili büyük hayallerim vardı (hala da var); ancak bunun için para ve bu uğurda beni destekleyecek kişiler gerekiyor. Şu anda iki seçenek var: fon toplama, bağış veya hibelerle yaşamını sürdürmek veya organik olarak para kazanmak. Birinci seçeneğe çok alışkın değildim (hala da değilim), bu yüzden ikinci seçeneği tercih ettim. İşin yürümesi için para kazanmayı deneyelim ve dış kaynaklara bağlı olmayalım diye düşündüm. Evet, kâr elde ediyorum ama amacım, C@rma’yı büyütmek için ona yatırım yapmak.
“Sosyal girişimci” olduğumu bilmiyordum…Gerçekten de sosyal miyim? Sabancı Üniversitesinde Sosyal Yatırım Programını başlatan Anja Koening, gözlerimi açmamı sağladı. Sosyal faydanın nasıl bir şey olduğunu, onun sözleriyle dinleyin.
trim.DC0043FF-3529-4D36-B3D6-834660E79F56 from Sandrine Ramboux on Vimeo.
Ve işte en sonunda bu yolu seçtim çünkü yatırım bulmak gibi aynı gerçekle karşılaşmış olan kişilerle tanışmanın güzel bir yöntemi olduğunu düşündüm. Bizler, 3 yılda yatırım getirisi olan kolay iş modeline sahip, teknolojiye dayalı şirketler değiliz; fark yaratmak (benim için Türkiye’de karşılıksız yardım / gönüllülük konusunda farkındalığı artırmak) zaman alıyor, sabır istiyor ve dolayısıyla kâr çok sonra elde edilebiliyor… Ve bundan sonra tüm kâr şirkete geri yatırıldığı için, “nakit akışı tüketen” yatırımcılara bunu satmak oldukça zor.
Bununla beraber, giderek artan sayıda yatırımcı, fark yaratma konusunda yatırım yapmak için kâr üretmek isteyen şirketleri destekleme konusundaki sorumluluklarını anlıyor. M-Spark’tan Ferhan Cook’un sözlerine kulak verelim.
trim.25C2B9FA-2628-4229-9405-81BFA37E4AFE from Sandrine Ramboux on Vimeo.
Bugüne kadar sosyal yatırımcıların imza atmış olduğu başarı hikâyeleri mevcut. Türkiye’de B-Fit, Tarımsal Pazarlama, Gelecek Daha Net gibi örnekler var. Çoğu zaman, sonuçları bekleyecek kadar sabırlı olduklarında bazı organizasyonlar, başarılarını artırmak ve kapsamlarını genişletmek için onları destekleyeceklerdir. Bunlardan biri Ashoka. Matthias Scheffelmeier’ın sözlerini dinleyelim.
trim.16E79C8F-003F-4EB3-A207-1982D4742331 from Sandrine Ramboux on Vimeo.
Ancak gerçek yatırımcılar için çıkış hep bir mesele olarak kalacaktır. Bu kişiler, 10 yıl boyunca yatırımlarında kalmak için para almıyorlar. Sürecin bir aşamasında hisselerini satmak (mümkünse daha yüksek bir fiyata) ve başka şirketlere yatırım yapmak istiyorlar. Nikolaus Heutter’den öğrendiğim şudur: Bu aşamada, sosyal işletmelerden çıkış konusunda belgelenmiş pek bir şey yok, ancak bazı yöntemler var. Kurucunun kendi hisselerini geri satın alması gibi. Sosyal fayda ile ilgili Nikolaus Hutter’un, Toniic LLC sözlerini dinleyelim.
trim.7EAF3DAF-D23D-41EB-8A2A-4B24AF13D49E from Sandrine Ramboux on Vimeo.
Sonuç olarak, bence her şirket sosyal bir girişimci olabilir. Bilgiye erişimi demokratik hale getiren Google, bireylerin projeler geliştirmesini sağlayan bir banka da fark yaratıyor ama asıl soru şu: Buradaki amaç nedir? Şirket neden kurulmuş? Para için mi yoksa para kazanırken sosyal sorunları çözmek için mi?
Yatırım amacıyla sunum yaptığınızda, değinmeniz gereken tüm noktaları içeren bir şablon alıyorsunuz: ekip, teknoloji, kâr/zarar, vs. Umarım yakın gelecekte tüm sunumlarda, şirketin yarattığı sosyal fayda ile ilgili bir slayt bulunur. Yatırımcılar yalnızca getirdiği fayda nedeniyle yatırım yapmayacaklar, aynı zamanda ekip ve kâr yaratmakla beraber dikkate aldıkları faktörlerden biri olacak. Birlikte göreceğiz!
Bu arada C@rma’ya kaydolmayı unutmayın, çünkü bu müşteriler ve yatırımcılar tarafından gerekli görülen temel ölçütlerden biri, bu sayıyı artırmama yardımcı olun!